1 Mart 2012 Perşembe

Biz de çok sakat var!

Merhaba güzel insanlar. öncelikle beni bu blog olayına bulaştıran Murat ve Bengi kardeşlerime teşekkür mü etmeliyim yoksa sitem mi ona karar vermiş değilim ama zamanla bu konu hakkındaki fikirlerimi sizlerle paylaşacağım…

Amacım yılmaz özdilvari 5 dize 4 paragraftan oluşan yazılarla, kendimi fazla zorlamadan bir şeyler anlatabilmek. bazen de amigomuz Alen Markaryan gibi çoğunuzun anlamadığı kelime ve ifadelerle kafalarınızı karıştırıp okyanusun derinliklerine sürükleyeceğim sizleri. bir bok anlamasanız da yüreğine sağlık demeniz benim için en büyük mutluluktur.

Hayatımda ilk kez 3. paragrafı olan bir yazı yazıyorum ama en ufak bir tedirginlik yok. bu blog olayı tamamen özgüven olayıymış demek ki.

Bu başlık ne ayak diyenleriniz olacaktır muhakkak, çünkü insanoğlu doğası gereği meraklı ve öğrenmeye açık bir canlı türüdür. ben hayatım boyunca kafadan hafif sakat insanları kendime yakın bulmuşum ve sevmişimdir. hayatı boyunca otobüse arka kapıdan binme cesaretini bile gösterememiş insanlardan pek haz etmem. aman götümü kaldırmiyim, aman burda ne var kurcalamiyim, aman çevremdeki insanların siyasi görüşüyle ters düşmiyim, aman sürüden koopmayayım diye geçen koca bir ömür bence 25 te sonlandırılmalıdır. sırf prim gününün dolmasını bekleyip emekliliğe hak kazanmak için yaşayan insanlara, prim günü dolduğu gün, bu dünya ile işinin bittiği gündür demek gelir içimden. düşünsenize 65 yaşında alacağın 700-800 tl için gece gündüz köle isaura gibi çalış, ölüme beş kala alacağın 3 kuruşa sevin ve ardında bıraktığın koskoca boş beleş bir hayat.

Askere git, askerden gel, evlen, çocuk yap, çocuğu babaanneye bırak, çocuğu babaanneden al, çocuk büyüdü başa bela olmasın 4 yaşında kreşe ver, sağa sola göstermelik yaşanan bir hayat ve gece yastığa başını koyduğunda kendi kendini bile kandıramama hali. bir insan 30 yaşına geldiğinde bile hala 19-20 yaşındaki ihtiraslarından, ergenlik triplerinden kurtulamadıysa o insanın size vereceği hiçbir bok yoktur aksine allah muhafaza biraz zayıf karakterliyseniz siz de onlara benzemeye başlarsınız sonra da zaten daha götü toparlayamaz bambaşka bir insan oluverirsiniz.

Anne, babanın bile sizden beklentileri tamamen kendi egoları doğrultusundadır. size kız bakarken bile sizin beklenti veya isteklerinize göre değil, kendilerinin huyuna, suyuna, beklentilerine göredir. anne, baba da olsa bir yere kadar demesini bilmek lazım. her insanın bu hayatı bir kez yaşama şansı vardır ve iyi, kötü her halukarda onun tercihini de insan kendi yapabilmelidir, yapamıyorsa da mızmızlanıp kafa şişirmemelidir.

Şimdilik evden çıkmadan ilk fırsatta aklıma gelenler bunlar, yolda şayet aklıma düşen ilginç detaylar olursa çikodan yazarım :)

Biz de hep sakatlar olması dileğiyle…